Kına geceleri, nişan törenlerinde olduğu gibi, köylerde sadece kadınların, ilçe merkezinde ve bazı köylerde ise erkekler ile kadınların topluca eğlenmeleriyle başlar.
Takı ve çekiler (gelin ve damada verilen hediyeler) bazı köylerde yüksek bir yere çıkan, sesi gür, ağzı laf yapan bir kadın “Hakının! Bu kocaman tepsi filan yengesininmiş.” gibi abartılı anonslarla başlar.(hakının=bakınız) Çekı çeken kadın, arada" Fadime teyzesi kendi gibi güzel hediye almış" gibi bazı şakalar yapar. Kadınlar, kendi aralarında “aa bak bak yengesi ne güzel marhma (baş örtüsü) örttü, bak bak damadın ablasının zıbınlığına” diye fısıldaşırken, damadın ve gelinin yengeleri pür dikkat kim ne hediye verdi, diye çok iyi izlerler.(Yeni düğünlerde bu tesbit işi kamerayla yapılıyor.)
Takı olayı bittikten sonra, kızın arkadaşları topluca gelin evine giderler ve geceye adını veren kına yakma töreni başlar. Kınada kullanılmak üzere kız tarafından hazırlanan, kınalı elleri sarma kumaşları gelir. Gelin abdestini alır ve Kıbleye doğru dönerek oturur. Işıklar söner, içinde kına karılmış süslü kına tepsisi üzerinde yanan mumlarla, gelinin oturmakta olduğu yere getirilir. Bazı yörelerimizde ise kaynana gelmeden gelin elini açmaz ellerine ve ayaklarına kına yaktırmaz. Kınayı yalnızca kızlar yakar. Evli veya dul olan kadınların kına yakması uğursuzluk getirir gibi batıl inanç yüzünden hoş karşılanmaz. Kına yakmaya önce sağ elden başlanır. Kına yakılırken sesi (avazı) güzel olan herkes kına türküleri söyler.